Mycobacterium tuberculosis adı verilen bakterinin neden olduğu bulaşıcı hastalığa tüberküloz hastalığı denir. Genellikle akciğerleri etkilemektedir ancak, diğer organlar da etkilenebilir. TB, enfekte kişinin öksürdüğü veya hapşırdığı damlacıkların havada kalması ve başkaları tarafından solunması yoluyla kolayca yayılabilir. Bu bakteri, kişinin bağışıklık sistemiyle başa çıkabilecek durumdaysa latent enfeksiyon olarak kalabilir ve hastalık belirtisi göstermez, ancak bağışıklık sistemi zayıflarsa veya zayıf olan kişilere bulaşırsa hastalık aktif olarak gelişebilir.
Belirtileri Nelerdir?
Tüberküloz hastalığı belirtileri şunlardır;
En sık görülen belirti, özellikle iki haftadan uzun süren öksürüktür. Öksürük, zamanla artabilir ve balgam çıkartabilir.
Tüberkülozlu kişilerde balgam çıkarma yaygındır. Balgam genellikle sarı veya yeşilimsi renkte olabilir.
Hafif veya şiddetli ateş görülebilir. Ateş, bazen düzensiz aralıklarla gelir gider.
Yoğun terleme nedeniyle uyku sırasında giysiler ve yatak ıslanabilir.
Hastalar genellikle enerjik hissetmezler ve sürekli yorgunluk yaşarlar.
Kişilerde iştah azalabilir, kilo kaybı görülebilir.
Akciğerlerdeki enfeksiyon nedeniyle nefes almada güçlük yaşanabilir.
Tüberküloz hastalığı, akciğerlerin zedelenmesine neden olabilir ve göğüste ağrıya sebep olabilir.
Bu belirtiler diğer solunum yolu enfeksiyonlarıyla benzer olabilir, bu yüzden hastalık şüphesi durumunda bir sağlık uzmanına danışmak ve gerekli testleri yaptırmak önemlidir.
Sebep Olan Faktörler Nelerdir?
Bu hastalığın ortaya çıkmasına sebep olan faktörler arasında mycobacterium tuberculosis bakterisi, hasta kişiyle temas, zayıf bağışıklık sistemi, kronik hastalıklar, kötü beslenme durumu, yaş ve cinsiyet, yaşam koşulları, alkol ve madde bağımlılığı, sigara içmek yer almaktadır. Hastalığın temel nedeni, mycobacterium tuberculosis adı verilen bakterinin solunum yoluyla bulaşmasıdır. Enfekte kişi ile sağlam kişi arasında yakın temas sonucu bulaşabilir. Aynı zamanda hastanın öksürmesi, hapşırması ve konuşması sırasında havaya yayılan bakteriler, sağlıklı kişiler tarafından solunabilir. İyi çalışmayan bir bağışıklık sistemi, tüberküloz hastalığı durumunun aktif bir hastalık haline gelmesine neden olabilir.
Bağışıklık sistemi güçsüz olan kişiler (HIV hastaları, kanser hastaları, organ nakli yapılmış kişiler, kronik böbrek yetmezliği olanlar vb.) bu hastalığa karşı daha savunmasızdır. Diyabet, kronik akciğer hastalıkları ve diğer uzun süreli hastalıklar, bu rahatsızlığın riskini artırabilir. Yetersiz beslenmede, hastalığın gelişimini kolaylaştırabilir ve iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir. Yaşlılar ve çocuklar, bu hastalığa karşı daha savunmasızdır. Ayrıca, erkeklerin kadınlara kıyasla yakalanma olasılığı daha yüksektir. Düşük sosyoekonomik seviye, kalabalık yaşam alanları, kötü hijyen koşulları ve sınırlı sağlık hizmetleri, tüberküloz hastalığı yayılımını artıran faktörlerdir. Aşırı alkol tüketimi ve madde bağımlılığı, bağışıklık sistemini zayıflatır ve riski artırabilir.
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Tedavi yöntemleri, genellikle antibiyotiklerin uzun süreli kullanımını içerir ve hastalığın türüne ve şiddetine bağlı olarak değişebilir. Tipik tedavi yöntemleri arasında ilaç tedavisi, tedavi planının takibi, cerrahi müdahale, hasta yönetimi ve destek yer almaktadır. Tüberküloz hastalığı temel tedavisi, hastalığın neden olduğu bakteriyi öldürmeye yönelik antibiyotiklerin kullanımını içerir. Standart tedavi, temel dört ilaç kullanılarak gerçekleştirilir: İzoniazid (INH), Rifampisin (RIF), Pirazinamid (PZA) ve Etambutol (EMB). Bu ilaçlar, karmaşık bir kombinasyon halinde ve genellikle en az altı ay süreyle alınır.
Tedavi, bakterilerin tamamen ölmesine kadar devam etmelidir. Tedavi sırasında düzenli olarak doktor tarafından izlenmeli ve tedavi planına eksiksiz uyulmalıdır. Bu, ilaç direncini önlemek ve tedavinin etkili olmasını sağlamak için çok önemlidir. Hastalığın bazı durumlarında, örneğin akciğerlerde büyük bir kitle veya apse oluşması gibi durumlarda, cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi, ilaç tedavisiyle birlikte uygulanabilir. Tedavi sürecinde hastaların düzenli doktor ziyaretleri ve tedavi planına uyumu önemlidir. Sağlık uzmanları hastalara destek sağlamalı ve tedavi sürecini yönetmelidir.